KİTAP ÖNERİLERİ

Platon-Şölen/Dostluk

<p>Düşüncenin gözü ne zaman iyi görmeye başlar: Gözlerimiz keskinliğini kaybedince" Platon, hocası Sokrates’i konuşturduğu diyaloglardan ikisiyle daha önümüze felsefe ile ışık tutuyor. İlk Milli Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Ali Yücel tarafından başlatılan ve klasik eserlerin Türkçe’ye çevrilmesi çalışmaları içinde yer alan “Şölen – Dostluk”, Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat tarafından eski yunancadan dilimize çevrilmiş. Orijinal adı Symposion – Lysis olan bu eserde basitçe söylersek Platon, insanlığın anlamaya çalıştığı en temel duygu olan “Sevgi” yi anlatmaya çalışmıştır.</p> <p> </p> <p>“Symposion”, eski yunanda hep birlikte yenen sıradan içkili bir akşam yemeği değildir. Çok özel geleneklere ve şartlara bağlı olan bir tören gibidir. Bu şölende de Phaidros, Pausanias, Eryksimakhos, Aristophanes, Agathon ve Sokrates bir araya gelirler ve kendi belirledikleri kurallar çerçevesinde sırayla konuşmaya başlarlar. Anlatmaya ve anlamaya çalışacakları şey “Sevgi” dir. Kimi onu en yüce tanrı olarak anlatır, kimi ikiye ayırır, kimi efsanelerle açıklar, kimi de ‘kişinin kendinde eksik olanı araması macerasıdır’ der. Hepsi bir yönüyle doğrudur, ancak Platon, Sokrates’in kimliğinde sevginin özünü ve amacını açıklayarak her zaman olduğu gibi bizleri bilgeliğiyle büyüler. Sevginin tüm erdemlerin özünde olduğunu, bu erdemlere ulaşmak için yine sevgiden büyük başlangıç olmayacağını gösterir bize. Ayrıca Sokrates’in en sevdiği öğrencisi (ve en büyük hayal kırıklığı) olduğu söylenen Alkibiades’in burdaki konuşması, bir filozofun nasıl olması gerektiğini, nasıl büyük bir bilgeye dönüşüldüğünü açıkça anlatmakta.</p> <p>İşte sevgi ya da genel anlamıyla Philo-Sophia denilen bilgelik aşkı, Platon’un “Şölen – Dostluk” eserinde diyalektik yöntemiyle, hepimizin anlayacağı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Sevginin derinliğini, anlamını ve çoğumuzu hareket ettirenin sadece o olduğunu düşünmüş müydük?</p> <p>Şenay Sarı</p>