BABİL KULESİ MAKALELER

WASSİLY KANDİNSKY

Wassily Kandinsky, 16 Aralık 1866 Moskova doğumludur. Sanatsal ve kültürel ortamın oldukça ateşli olduğu 20. yy.da, ilk kıvılcımları parlatanların başında gelir. Teorileri ve uygulamalarıyla etkin rol oynayan önemli bir kuramcı ve ressam olmuştur. Resimlerinden nesnel gerçekliğin elemanlarını eleyen ilk ressam Wassily Kandinsky olarak bilinir. Bu da onun soyut ya da non-fgüratif sanatın öncüsü olarak anılmasını sağlamıştır. Resime başladığı ilk yıllarda resimleri daha somut. Yıllar geçtikçe sanat görüşü içselleştikçe daha soyutlaşmış. Her soyut resimde olduğu gibi Kandinsky'nin resimlerine baktığımızda da şekilleri çok da
anlamlandıramıyoruz. Fakat Kandinsky'nin iç dünyasına girdiğimizde
onun yaşantısını tanıdığımızda resimler soyutta olsa bizde bir şeyler ifade etmeye başlıyor.

1886 yılında Moskova Üniversitesi'nde hukuk ve ekonomi okumaya başladı. Üç yıl sonra Vologda'ya düzenlenen etnografk bir geziye katıldı, ardından Rus Halk Sanatı üzerine bir makale yazdı. Bu deneyimin Kandinsky'yi ne kadar etkilediği, Song of Volga , Couple Riding, Colorful Life adlı ilk dönem resimlerinde rahatlıkla fark edilir. Bu resimler, kompozisyon koyu üzerine açık ve ışıklı formlar ile kurgulanmıştır.

Resim sanatında soyutlamayla ilk kez Moskova'da hukuk öğrencisiyken tanışmıştır. Monet'nin “Saman Yığınları” serisini bir sergide görme fırsatını bulan Kandinsky, ilk etapta konusunun ne olduğunu anlayamadığı bu resimlerden oldukça etkilenmiş, saman yığınları serisi tüm ayrıntılarıyla
sanatçının hafızasına kazınmıştır. Aslında bu sergiyle birlikte Kandinsky bir keşif de yapmıştır; bu keşif tanınabilir formlara sahip olmayan resimlerin de güzel görünebileceğinin keşfidir.

St. Petersburg ve Paris'e seyahat eden Kandinsky, 1896 senesinde hukuk alanında ki kariyerini terk edip ressam olmaya karar verdi. İyi Almanca bildiği için ve eski Rus milliyetçilerinin çoğunlukla yaşadığı Münih'e taşındı. 1900 ve 1908 yılları arasında Moskova Sanatçılar Birliği beraberinde sergiler düzenledi. Diğer yandan Münih sanat ortamına girdi ve sergilerde ismi görünmeye başladı Kandinsky Münih'e geldiğinde Empresyonist ve Sembolist nitelikli yapıtlar bir grup önderliğinde izleyiciyle buluşmaya başlamıştır.

Bu grup aynı zamanda geometrik nitelikli olan Jugendstil'in gelişmesinde de büyük rol oynar. Kandinsky, bu grubun kurucularından olan ressam Franz von Stuck'den resim dersleri alır. Bu dönemde çeşitli ressam ve müzisyenle tanışma fırsatı bulan sanatçı, 1901yılında Phalanx Grubunu
kurar ve grubun başkanı olur. Grup çeşitli sergiler organize eder. Bunlardan birincisi Kandinsky'nin
yaptığı Jugendstili'nde bir posterle ilan edilir. Posterde iki asker giderek büyüyen öncü güçler olarak geleneksel sanata karşı mızraklarıyla karşı koyarken betimlenmişlerdir. Kandinsky yaptığı bu posterle Münih'in öncü sanat dünyasına adımını atmış olur.

Kandinsky'nin öncü sanat görüşünde anahtar kelime “içsel gereklilik”tir. Sanat içsel gereklilikten doğmalı ve büyümelidir; dış izlenimlerin rehberliğiyle değil. Sanatçının “iç sesi”, sanatın esasları konusunda karar veren merci olmalıdır. Kandinsky'ye göre sanatın tinsel(ruhani) bir rolü vardır. 1911 tarihli “Sanatta Tinsel Olan Üzerine” adlı kuramsal çalışmasında toplumda materyalist düşünce tarzının başat, insanlığın tinsel potansiyelinin ise tehdit altında olduğunu dile getirir. Kandinsky bu
dönemde öncü sanatçılardan bir olan Franz Marc ile birlikte bir yıllık çıkarma hazırlığındadır. Yıllıkta yer alacak makaleler ressamlar ve müzisyenler tarafından yazılacak, halk sanatı, Asya ve Afrika sanatı, çocuk resimleri ve etnografk buluntuların röprodüksiyonları bu makalelere eşlik edecek, ayrıca Van Gogh, Cézanne ve Rousseau'ya ait illüstrasyonlar da bu yıllık içinde yer alacaktır. Yıllık 1912'de “Der Blaue Reiter(Mavi Binici) Yıllığı” adıyla yayımlanır. Mavi renk tinsel olanı simgelemektedir. Derginin çıkmasındaki amaç, sanatta yeni bir dil(tinsel dil) kullanarak çeşitli kültürel kaynakları bir araya getirip geleneksel anlatımın o günkü limitlerini zorlamaktır.

Kandinsky, bir ressamın “katı soyut sanat” anlayışının peşinden koşmaması gerektiğini, onun yerine zıtlık ve aykırılığın söz konusu olduğu günün sosyal ve tinsel durumlarına eğilerek resimlerini bu etkiyle yapması gerektiğini belirtir.

Bu söylemi sanatçının 1913 yılında gerçekleştirdiği enerjik, dengeli ve aynı zamanda da karmaşık olan “Kompozisyon VI” adlı yapıtında realize edilmiştir. “Doğaçlama 30(Toplar)”, sanatçının Kompozisyon VI'yla aynı yıl gerçekleştirdiği bir başka çalışmasıdır. Daha kendiliğinden ve içselleştirilmiş bir tarzda gerçekleştirilen Doğaçlama 30(Toplar), Kompozisyon VI'dan daha az
karmaşık, daha küçük boyutlu ve ele alınış yönünden daha özgürdür. Bu resimde sol alt köşede bir grup figür, sağ üst köşede dağ yamacında bir kale, onun tam karşısında kubbeli bir yapı olmak üzere daha çok tanınabilir öğe vardır. Çizgisel öğeler resim yüzeyinde serbestçe dolaşırken renk öğesi tanımlayıcı olmaktan çıkmıştır. Resimde ilginç olan, sağ alt köşede yere sağlam bir biçimde basan toplardır. Kandinsky'ye göre bu toplar, yaklaşmakta olan savaş nedeniyle bilinçsizce ortaya çıkıvermişlerdir.

“İçsel gerekliliğe” öncelik veren Kandinsky'nin dünyevi objelere referans vermeden resim yapma tavrı tepkisel ve dogmatik olandan farklıdır. Sanatçı, “iç sesin” dış görünüm üzerindeki otoritesini kabul etmiştir; ancak bu görüş Kandinsky'nin resimlerinde tanınabilir öğelerin tamamen dışlanmasına da sebep olmaz. Gene de sanatçının resimlerindeki objeler kompozisyon içinde erir ve zorlukla tanınırlar. Doğada olanı çağrıştırmazlar çünkü bu objeler sanatçının hayal gücünün ürünleridir ve tinsel bir tınıları vardır.

Kandinsky'nin birçok resminde karşımıza çıkan moti?er Rus orijinlidir ve sanatçının duygu durumu ile bağlantılı tinsel bir tınıya sahiptirler. “Kazaklar” (Rusya'nın efsanevi askerleri) adlı yapıtında, manzara ve figürler tanınabilir biçimlerde soyutlanmıştır.

Kandinsky'nin çoğu erken tarihli çalışmasında Rusya nostaljisi söz konusudur. Bu tarz çalışmalarını ahşap üzerine temperayla gerçekleştirmiştir. Resme mozaik görünümü verebilmek için de cilalamıştır. “Şarkı”, sanatçının bu türde yaptığı resimlerden biridir. Resim, konusunu Volga Nehri'nin sandalcılarının yorucu işlerine ve dalgalara karşı kürek çekmelerine tahammül etmek için söyledikleri şarkıdan alır.

1909 yılında Bavyera Alplerinde bulunan Murnau ‘ya taşınır. Münih'ten uzak kalması ve Murnau'da yaşaması sanatında derinden bir dönüşümün oluşmasına neden olur. Burada gerçekleştirdiği manzaralardaki renk kullanımı tanımlayıcı olmaktan ziyade zengin yoğunluğa erişen bir hal almıştır. Öte yandan dağlar, ağaçlar ve yapılar gibi tanınabilen manzara öğeleri bütüne eklenerek geç dönem manzara resimlerinde karşımıza çıkacak olan sembolleri müjdelerler. “MurnauStaffel Denizi I” adlı çalışmasında olduğu gibi, Kandinsky'nin gerçekleştirdiği tüm manzaralar sanatçının Bavyera kıyılarının güzelliğine olan yoğun duygularını yansıtırlar.

Murnau'daki “Rus Evi”nde sanatçı tiyatro ve edebiyat gibi başka alanlarda da denemeler gerçekleştirmeye başlar. Ahşap baskılarla bezenen ve “Sesler” adıyla yayımlanan şiir kitabının içeriği burada hazırlanmıştır. Kandinsky'nin şiirleri yazma yöntemi oldukça ilginçtir. Buna göre konuşmayı bilmeyen çocuklarda olduğu gibi bir kelimeyi sürekli tekrarlayıp bütün anlamlarından arındırmak suretiyle kelimenin “saf bir ses” olmasını ve tinsel bir titreşim haline gelmesini sağlar. Tıpkı resmi tanınabilir objelerden özgür kılarak onu sanatta tinsel olana yaklaştırdığı gibi.

Fov Grubu üyelerinden Jawlensky, Kandinsky'nin değişmez dostlarından biridir. Sanatçıyı Avrupa'daki soyut sanat teorileri hakkında bilgilendirmiş, ayrıca Kandinsky'ye palet bıçağının yerine kısa-tüylü fırça ile resim yapmasını önererek sanatçının resimlerinde giderek çözülen formlara ulaşmasına da o önayak olmuştur. Bavyera yöresine has cam altı resimleme sanatına bir hayli ilgi duyan Kandinsky'ye cam altı resimleme sanatından ilk bahseden de Jawlensky'dir. İki ressam, Ortaçağda geliştirilen ve 19.yüzyıl boyunca dekoratif panellerde kullanılan bu sanatı Murnau'daki bir
ustadan öğrenirler. Kandinsky zaman zaman cam altı resimleme sanatına eğilir. Bu geleneksel sanatın, yöreye özgü geleneksel imgelerinin sanatçı üzerindeki etkileri, Kandinsky'nin sadeleştirilmiş formları, düz yamalı alanları ve ön plana çıkan siyah konturlu resimlerinde kendini gösterecektir.

Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması ile birlikte Kandinsky için sıkıntılı günler başlar.1915 yılı boyunca
Kandinsky hiçbir resim yapmaz.1916–1921 yılları arasında da sadece 41 yağlıboya yapar. Bu dönemde çeşitli gravürler, cam altı resimleri ve suluboyalar yapsa da Münih ve Murnau'daki verimli döneminde olduğu gibi yapıt veremez.

1920'ler Kandinsky'nin yapıtlarında geometrik formların görüldüğü yıllardır. “Siyah ve Menekşe” adlı yapıtında bu değişim görülebilir. Bu dönem yapıtlarında Münih döneminde yaptığı resimlerdeki soyutlama anlayışından eser yoktur. Moskova'da gerçekleştirdiği bu yapıtlarında dikdörtgen, daire gibi tanımlanabilir geometrik formlar, benekler ve noktalar kendi repertuarında yer alan formlarla
kaynaştırılırlar.

Kandinsky, bu dönem yapıtlarında sıklıkla kullandığı dairenin tanımını yapar; buna göre daire, “büyük karşıtlıkların sentezi”dir. İlginç ve ortak merkezli güçleri dengeler. Rusya devrimine kadar olan süreçte rahat bir yaşam süren Kandinsky, devrimle birlikte maddi sıkıntılar yaşamaya başlar. Ancak sanatçının Berlin'deki huzurlu günleri pek de uzun sürmez. Bauhaus 1933 yılındaNazi Partisi tarafından baskı altına alınmaya başlar. Kandinsky ise Hitler'in emriyle görevinden alınır. Enstitü de
kapatılır. Sanatçı bu defa şansını Paris'te dener. Bu dönemde Paris sanat dünyasında Kübizm
ve Sürrealizm hakimdir. Kandinsky, Paris'te soyutlamalarına devam eder hatta gazetelerde bu konu ile ilgili yazıları çıkar. Bu dönemde ufaktefek yapıtların yanı sıra “Kompozisyon IX ve X” isimli, Rusya'daki geometrik tarzı yineleyen büyük boyutlu iki tablo gerçekleştirir. Sanatçının Murnau döneminde etkisi altında kaldığı esin kaynaklarından da izlerin olduğu bu iki çalışmasında Sürrealizmin bilinçdışı öğelerinden etkiler de yer alır.

Soyut resmin en önemli isimlerinden biri olan Kandinsky 1939 yılında Fransız vatandaşı olur ve 78 yaşında, 1944'te Paris, Neuilly-sur-Seine'de ölür.


KAYNAKÇA:
*JOHNSON, H.W.-ANTHONY F., HISTORY OF ART, THAMES & HUDSON, 1997.
*LYNTON, NORBERT, MODERN SANATIN ÖYKÜSÜ, REMZİ KİTAPEVİ, 1991.
*SÖZEN,METİNTANYELİ,UĞUR, SANAT KAVRAM VE TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ, REMZİ KİTAP EVİ, 1992.
http://lebriz.com/pages/lsd.aspx?articleID=48&sectionID=0&lang=TR
EYLEM ÖZKAN